Mudurnu’nun Peyzajı ve Doğası
Tarihi İpek Yolu ve diğer önemli yolların kavşağında bir ticaret merkezi ve askeri menzil olarak gelişen Mudurnu, Erken Osmanlı döneminin önemli bir Ahilik-esnaf kenti ve kültür merkezi olarak yükselmiş ve 20. yüzyılın yurtsever bir Cumhuriyet şehri olmuştur. Mudurnu Çayı vadisinde, kayalık-ormanlık tepeler arasında uzanan sık dokulu yerleşim, doğal topoğrafya ve kentsel sit dokusu arasında uyumlu bir birliktelik, eşine az rastlanır, dramatik bir morfoloji ve korunmuş bir tarihi kentsel peyzaj sunmaktadır. [Bengüboz kitabından]
Mudurnu oldukça yeşil bir ilçedir. Su kaynakları açısından zenginliği ve iklimi bu durumun oluşmasında ana sebeptir. İlçe arazisinin yaklaşık yüzde yetmişi dağlık ve ormanlıktır. Ağaç çeşidi açısından oldukça zengin bir yerleşim yeridir. Dağlarla çevrili bir alanın merkezinde yer alan ve buna uygun bir iklim yapısı sergileyen Mudurnu’nun kuzeydoğusunda Abant Dağları, güneybatısında Kocaman Dağları, güney batısında da 1794 m yüksekliğinde Erenler Tepesi bulunmaktadır. Yerleşim yeri de tüm bunların arasında sıkışmış kalmış vadilik bir arazidedir.
İlçe merkezinden geçen Mudurnu Çayı ilçeyi iki bölen tek su kaynağı olup, kaynağını Babas Köyü’nden almakta, ilçe merkezinden sonra batıya devam ederek Sakarya Nehri ile birleşmektedir. İlçe merkezine en yakın göl ise ilçeye mesafedeki, Abant dağlarının tepesinde yer alan bir çeşit krater gölü olan Abant Gölü’dür.